Burada yazılanlar tamamen gerçektir. Ama peki ‘ektedir’ nedir? Bence UXde yardımcı tekstlerin önemi hakkında bir göstergedir.
Bir işlemi gerçekleştirmek için, adıma kayıtlı bir faturaya ihtiyaç duydum. Dışarıdayım, elektronik kopyasına ulaşmaya çalıştım, yapamadım.
Türk Telekom Çağrı Merkezi’ni aradım. Bana eposta göndermelerini ve son faturamı PDF olarak eklemelerini istedim. Hanımefendi gönderdiğini söyledi. “Bekleyin gelmiş mi?” diyerek kontrol etmek istedim. Çünkü yeniden Çağrı Merkezini aramak istemiyorum. O tuş kombinasyonu işaret parmağının parmak izini ortadan kaldırmak için bir kumpas. 1 lere basıyorsun 2 lere basıyorsun, sonra kasa şifresi tadında TC Kimlik Numaranı giriyorsun, zulüm sinemalarda. Ulaşınca da orada kalmak istiyorsun bir süre.
– Ne için aramıştınız?
– Ben biraz dinleneceğim. Telefon açık kalsın. Yarın konuşuruz.
Bu espiriyi bir gün yapacağım, Türk Telekom’un kayıtlarına geçmesi adına. Peki ‘ektedir’ nedir?
Hanımefendi hattın öteki ucunda beklerken, ben e-postayı açtım. Of çok kalabalık. Kalabalık olan ne? E-posta tasarımı. Bir telefon ekranında, istediğinize hemen ulaşmak istiyorsunuz. Bana özel bir durum olarak da 17.00 ye kadar bu işi tamamlamam gerekiyordu ve son 10 dakikaya girmiştim. Hızla e-postada en aşağı indim. Ekte olması gereken dosya ekte yoktu. Aşağıdaki görsele bakarsanız, bir kaç gün farkı ile olsa da, benim gördüğümü görebilirsiniz.
Yazıların ufacık gözükmesini bir tarafa bırakalım. EK yok. Ortada bir “E-faturamı görüntüle” var ama onu istemiyorum. Çünkü daha önce gönderilmiş olan e-postalarda, o mavi buton bana yeni bir web sayfası açtırmıştı. O yüzden ek aramaya devam ettim.
O mavi düğmenin altında E-fatura bilginiz ektedir yazıyordu. Ama ek yoktu.
Arıyorum arıyorum bulamıyorum. Bir tane daha e-posta göndermelerini istedim. Onda da yok. Gelmiyor diyorum, hanımefendi de oradadır diyor. “Bilgisayarcıdan destek alın” cümlesi de kuruldu bir ara. Ben o ara kapatma zamanı geldiğini anladım. Saat 17.00 olmak üzereydi. Telefonu kapattım.
Önümdeki bu e-postaya tekrar tekrar baktım. “Ektedir” Ektedir. Ek yahu ek ek. Neden yok diyorum. Adobe reader yükleyin bile yazmışlar. “PDF buralarda bir yerde olmalı” diyorum. Ama göremiyorum.
Sonra bir bulmaca oyunu çözer gibi ” ‘E-faturamı görüntüle’ ye tekrar basayım ya” dedim. Bastım. Yeni bir sayfa geldi doğrulama kodu geldi.
‘PDF olarak görüntüle’ düğmesi orada idi, nasıl da sevindim. Son anda işimi hallettim.
Yardımcı metinlerin öneminin göz ardı edilmesi, ilgili yere ulaşmanızı zorlaştırıyor. Çağrı merkezindeki hanımın “oradadır siz göremiyorsunuzdur”, “bilgisayarınızda bir problem vardır” görüşleri pek yardımcı metin sayılmaz.
Peki bu e-posta deneyiminin daha tutarlı olması için neler yapılmalı? Bence
A) Hakikaten eke konulabilir.
B) 1)Yazılmış yardımcı metin, düğmenin altına değil düğmenin üstüne konulabilir.
2) “PDF olarak ektedir…” kısmı “PDF i görüntülemek için görüntüle’ye basınız.” şeklinde değiştirilebilir.
3) Ve logo değil de, fontu 2 tık büyütmek mobil kullanıcıları da rahatlatır.
Benzer kafa karıştırıcı yardımcı textler, Turkcell Bip’de de karşıma çıkıyor. UXde yardımcı tekstlerin önemi yadsınmasa, Yardımcı tekstler hakikaten “yazılması gereken cümleler” değil de, tek bir dokunuşla tüm dertleri çözecek can simitleri gibi yazılsa güzel olurdu..
Konuşma dilimizde bu kadar hassas olmaya gerek olmaya bence gerek yok, ama işlem gerçekleştirilen online sistemlerde, seçilen yardımcı tekstler süreci yavaşlatabilir veya hızlandırabilir.
Bu konuya daha fazla kafa patlatmak isteyen arkadaşlar ‘microcopy’ terimini Google’da araştırabilir.
Tembel olanlarınız ise aşağıdaki linke de bakabilir. Eski bir link ama gayet güzel anlatmış.